Turcomoney Şubat 2016 Köşemden / Avrupa Birliği’nde Medikal Turizm

AVRUPA BİRLİĞİ`NDE MEDİKAL TURİZM
Avrupa Birliği ülkeleri, ortak değerler çerçevesinde, ortak para birimi ve ortak gelişim stratejilerini sürdürmelerinin yanında sağlık tedavilerinde ortak hareket edebiliyorlar mı?

Avrupa Birliği vatandaşlarının 2011 yılına kadar Birlik içerisinde sağlık hakları erişimlerinde belirli kısıtlamalar vardı. 2011 yılında Avrupa Parlementosu’nda yapılan bir oylama ile Avrupa vatandaşlarının Avrupa Birliği içerisinde sağlık hizmetlerini daha kolay bir sistem içerisinde alabilmeleri için yeni bir “çapraz-Sınır Sağlık Yönergesine imza atıldı. Geçen 5 yılda halen Avrupalıların sağlık tedavilerini zamanında ve eksiksiz alabilmekte sıkıntı yaşadıkları görülüyor. Sıkıntının ana sebebi, hastaların haklarını bilmemeleri ve yeterli bilgilendirmenin yapılmadığı yönünde. Bu ihtiyacın farkına varan ve doğru strateji planlamasını ve çalışmalarını yapan ülkeler, bu durumu ekonomik fırsata çevirdiler.
Deloitte şirketinin 2012 yılında yayınladığı araştırmaya göre, tahminen 1,6 milyon ABD vatandaşı sağlık tedavisi için yurtdışına gitti. En popüler destinasyonlar ise Meksika, Tayland , Brezilya ve Kosta Rika. Listede ayrıca Hindistan, Türkiye ve Güney Kore de bulunuyor.
Son zamanlarda , Avrupa Birliği’nin yeni üye ülkeleri Macaristan, Polonya ve çek Cumhuriyeti ile Letonya, AB fonları ile yenilenen sağlık yatırım ve teknolojileri ile çoğunlukla diğer Avrupa ülke vatandaşlarının yanında Amerika ve Kanada vatandaşlarının popüler destinasyonu oldular.
Yüzyıllardır Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri termal kaynakları ve doğal tedavi yöntemleri ile biliniyor. Son yıllarda bu ülkelerde sağlık alanında teknoloji yatırımları ve hekimlerin deneyim sayısındaki artış ile artık bölge kalp nakli, estetik ameliyatlar, saç ekimi ve ortopedik ameliyatlar gibi daha ciddi prosedürleri için de tercih edilen ülkeler oldular. özellikle bu fırsatı erken fark edip harekete geçen ülkeler, dünyanın zor bir ekonomik süreçten geçtiği bu dönemde ülke ekonomilerine büyük katkı sağladı.

Polonya, medikal turizmde oldukça başarılı bir ülke. Bu alanda çok daha fazla avantaja sahip olan Türkiye’nin Polonya modelini araştırıp uygulamasında fayda var.

Avrupa’da bugün medikal turizmde sayı yeterli değil, ayrıca sağlıklı bir sistem de yok. Araştırmalar, Polonya’nın en çok yabancı hastayı tedavi ettiğini gösteriyor. Tahminlere göre, 2011 yılında Polonya, medikal turizmde 28,6 milyon dolar gelir elde etti. Tedavi fiyatları, Amerika’daki tedavi bedelinin dörtte biri kadar. Bunun yanında Polonya Medikal Turizm Tanıtma Konsorsiyumu’nun, tıp turizmi teşvik programının muhakkak katkısı çok oldu.
Türkiye, çok başarılı bir alt yapı ile hazırlanan, Ekonomi Bakanlığı’nın Döviz Kazandırıcı Hizmetler Teşvik programına sahip. Buna ilave Türk Hava Yolları’nın yabancı hastalara sunduğu indirim protokolleri mevcut. Tüm bunlara rağmen bölgede hak ettiğimiz ekonomik başarıya ulaşamamış olmamızın araştırmasının yapılması gerekiyor. Bazı kurumlar halen bu fırsatlardan haberdar bile değilken bir çok kurum da bu fırsatları değerlendirebilecek stratejik yönetime sahip değil. Polonya’dan çok daha fazla avantaja sahip olan ülkemiz Polonya’nın medikal turizm gelirlerinin çok üzerinde ekonomiye katkı sağlayabilme potansiyeline sahip.
Bugün alt yapısı ve hizmet kalitesi ile dünyanın birçok ülkesinde yatırım yapabilecek olan Türk sağlık markaları, Türkiye’nin dışında yatırım için adım atamamış olması çok üzücü.
Polonya’nın uyguladığı modeli incelemekte fayda var. Devlet, sadece bu teşvik programlarını hazırlayıp gerekli finansal desteği sağlamakla yetinmiyor. Bunun yanı sıra bu teşviklerin hayata geçirilmesi için konunun uzmanlarını ve medikal turizm danışmanlık firmaları ile özel sektörü aynı platformda bir araya getiriyor. Bu kurumların ve uzmanların birlikte çalışmalarını sağlıyor, ortak ülke başarısına imza atıyor.
Geçmiş aylarda medikal turizm yazı dizimde her adımı anlattığım gibi hedef ülkeleri belirleyip adım adım ilerlemeleri sonucu bu cirolara ulaştılar. Polonya’nın hedef ülkeleri olan İskandinav ülkeleri, İngiltere, Almanya, Rusya ve Amerika Türkiye’nin de hedefinde olması gereken pazarlardır.
Sağlıcakla kalın,
Selin’den