Mucize Sensin




İnancınızın peşini bırakmayın, elde edene kadar peşinde koşun, sadece düşünmeyin, harekete geçin ve hayallerinizi elinizden almalarına asla izin vermeyin.
 

Bir an durun ve şimdi hayal edin. Boş bir arazide ayakta duruyorsunuz çimlerin üzerinde. Kendinize yukarıdan bakarak uzaklaşmaya başlayın. Çok geniş bir yeşillik içinde hala ayakta durduğunuzu görüyorsunuz. Uzaklaştınız, ormanda minik bir siyah nokta olarak duruyorsunuz. Şimdi daha yukarı… Şehrinizi görüyorsunuz, artık fark edilmez oldunuz değil mi? Daha da yukarı çıktınız, Türkiye’yi bir harita gibi yukarıdan görebiliyorsunuz. Biraz daha biraz daha artık dünyanın yuvarlaklığını görmeye başladınız, etrafınız karanlık olmaya başlarken karşınızda muazzam bir manzara… Dünyayı görüyorsunuz, yıldızlara dokunacak kadar yakınsınız. Artık farklı gezegenler de var ve siz dünyanın bir yerinde ki göremediğiniz noktasınız.

Böylesine bir evrenin ve düzenin neresindesiniz, bir düşünün. Bütün için önemli bir parçasınız, yaşadığımız hayatı abartacak kadar da hayatın merkezi değilsiniz. O zaman üzüldüğünüz ya da dert ettiğiniz konu ne kadar büyük olabilir ki? Hayatın amacını, varoluş sebebimizi unutturmaya çalışan maddesel dünya ve güçlere kapıldıkça hayatın özünden uzaklaşır, sanal dünyanın kurbanı oluverirsiniz. Mutluluk, huzur ve sevgi sizsiniz, aramakla geçirdiğiniz her gün sizi sadece oyalar ve uzaklaştırır. Kendiniz ile kalın ve fark edin, hepsi sadece sizsiniz.

Yaşanan her şey olması gerektiği için yaşanır, sadece sizin değil evrende ki her canlı için olması gerekiyordur. Belki birimize katkısı bugün olumlu yansıyacaktır, belki birimize bugün ders olan konu ileride daha büyük mutluluğu yaşamasını sağlayacaktır. Tek yapmamız gereken sadece insan olmanın anlamını ve keyfini yaşamak, o zaman her olanı kucaklayacak ve her olanla şükredeceksiniz.

Bir örnek vereceğim: İki kişiyi ele alalım. Biri deniz kazasında en yakın dostunu kaybetmiş, bir diğeri ise bir tekne seyahatinde hayatının aşkı ile denizde tanışmış olsun. Şimdi bu iki kişiyi bir tepeden denize bakarken düşünün, deniz aynı, ortam aynı ama içlerinde hissettikleri, kopan fırtınalar farklı. Yaşanmamış saymak değil ama size hüzün veren, enerjinizi aşağıya çekip geleceğinize hizmet etmeyen hiçbir şeyi sonsuza dek aynı hislerle hissetmeye devam etmemelisiniz. Çünkü o sadece o an yaşandı, saygıyla o anda bırakmayı bilip artık denizin size hayatınızın aşkını yani mutluluk hissini getirebilmesine izin vermelisiniz.

Size hizmet etmeyen tüm negatif duygu, düşünce, anılar, kırgınlıkları bırakmanızın ve boşalan yerlere hayallerinizi yerleştirmenin zamanı gelmedi mi? Biliyorum yazması, söylemesi kolay diyorsunuz, bu da zihninizin size oyunu! Ne derse desin, inadınızı kırın, harekete geçin ve sizi mutlu eden bir şeyi hemen şimdi, şu an yapın. Nefes aldığınız sürece mutlu olacağınız ve şükredeceğiniz o kadar çok şeyiniz var ki unutmayın.

Her yaşımda, yaşam farkındalığım birçok kişiden yüksek ve çevremin, aykırı ve farklı sıfatlarını kullandığı özgür, sevgi ve serüven dolu bir kişi oldum. Kişiliğimin bu özellikleri bugün sahip olduğum başarıların ve mükemmel hayatımın temellerini oluşturuyor. Sevgisini paylaşan bir dost, üretken ve yaratıcı bir iş kadını, iyi bir evlat ve sevgi dolu bir kadın olma yolunda yürürken, sahip olduğum ikiz kızlarım sayesinde hayatın gerçekliğini ve kendi değerimi bir kez daha fark ettim. Şimdi, 24 saatlik mesaimin içinde, ben sadece önceliklerimi belirleyerek mutlu yaşayan kadınım, evladım, yöneticiyim, arkadaşım ve anneyim, yani benim. Bu yazıyı okuduğunuza göre, sıra sizde! Harekete geçin.

 

Working Mother Türkiye – 31 Mart 2014

http://www.workingmother.com.tr/index.php/component/k2/item/1390-mucize-sensin